28 Kasım 2008 Cuma

VAR mısın YOK musun?

Kutumda ne var?
Mavileri bulup kırmızıları elde tutarsam çok para kazanmış olucam.temel olarak fikir bu.soru şu ki elde ne var?
“5te kırmızı var gibi hissediyorum ama şu 13 yok mu çok tekinsiz.”
Mavileri bulmam lazım,şu an dünyanın en önemli şeyi bu!
Acaba kutumda ne var?

ÇAT kanal değişir
Ayılar kavga ederken halefinin cinsel organına saldırıp koparır.Bunu rakibi üremesin diye mi yoksa en çok acı veren yer olduğundan mı yaparlar,orası bilinmiyor.
ÇAT kanal değişir

Bir çıkıntılık yapmak lazım.
Bir fırlamalık.
“İşim battı”
“Karım beni terk etti”
“Depremde ben hariç tüm ailem öldü”
“5 kardeşimle tek göz evde büyüdük.”
“Evimiz tren yoluna yakın olduğundan gürültüden ders çalışamazdım,okuyamadım ağbi.”
Yeterince ilginç değil ama yine de bunları söylersen insanlar seni severler,ve kırmızı çıkmasın diye dua ederler.Onların evinin çocuğu,salonlarındaki süs eşyaları olursun böylece.Her akşam aynı saatte sen orda,o kutunun içindesindir.Ayrı kanallarda binlerce hayat demektir bu.Kutuda görünenden ibaret bir görüntüsün sen.Ruh değil ama et,kemik ve ses.sanki bütün yaşadıkların kutunun açık olduğu ÇAT -Bihter lutfen,-Hayır sevgilim ne dersen de ben gözl-ÇAT bir andan ibaret.sanki onun dışında bir hayatın hiç olmamış,hapistesin veya oyuncaksın.
Benim MTV’im
Benim ideal sevgilim
Benim İsmail Yk imajım
Benim muhteşem görünümüm.

10u seçtim.Tüm salon hep birlikte.10-9-8-7-6-5-4-3-2-1 ..ve sessizlik,ve ağlamaya başlıyorum.O kadar kendimi yırtarak ağlıyorum ki en başarılı drama dalında Oscar’a aday gösterilebilirim

Üzüldüğüm şey 20bin Ytl alıp gitmem değil ama 500bini son dörde sokamamak koydu.Daha az almaya bile razıydım ama o ihtimal orda bulunsun isterdim.

“Ne hissediyosunuz?” diye sormuştum.”Kırmızı hisseden var mı?””Sen biraz mavi duruyosun bugün canım.””Sevgilim sen ne diyosun?””alıp gideyim öyle mi?”ama seni gelecek ay benim alamadığım BMWnin koltuğunda göreceğim.”Ben mutlu olayım yeter,öyle mi?”Ama benim mutluluğum kime yeter?

ÇAT
Hayvan otopsisi yani nekropside siyah ayının katilinin doğal koşullar değil de boz ayı olduğu belirlendi.”Boz ayı şimdi sıçtın” diye düşünüyorum.Televizyonun seni ele vermesi problem değil ama bundan sonra artık bi toplum figürüsün sen.Doğal hayatını mahvetmeleri bir yana artık televizyonda olmadığın anlarda eksiksin,yoksun,yaşamıyorsun,hayaletten bile siliksin.

ÇAT şu an romantik komedideyiz
“böyle davranarak bir yere varamazsın”
“pisliğinde boğulup gideceksin”

Sözde mutlu olmamla yetinecek olan sevgilim pek yetineksiz çıkıyor ama buna şaşırmıyorum.Kendimi tamir etmemi veya yenisiyle değiştirmemi söylüyor.
Hatta faturayı saklıyosam belki iade bile alabilirlermiş.
“YKMnin indiriminden yenisini alabilirsin” diyor.
Şu bir gerçek ki gidenler,gelenler önemli değil,hayatımda kalıcı yeri olan kimse yok.bu hızlı,akıcı dünyada her şey sürekli değişiyo,sürekli bir şeyleri kaçırıyoruz,esasen hayatım kalıcı bir şey değ..ÇAT haberlerdeyiz.Ekonomik kriz var mı yok mu?Kriz pek bi yabancı kelime sayılmaz.Hatta o kadar kanıksanmış ki idrak edemiyorum.mesela bir şeyin tükenmesi,çatışması,problem yaratması mı kriz oluyo?çok bildik ama tanımlayamıyorum..

Sevgilime diyorum ki annemin beni doğurduğu hastenede bırak fişi bebek maması bile yokmuş
Diyorum ki cep telefonuyla büyüyen ilk nesil biziz.Belki beni günde 300 kez mesajla rahatsız etmeseydi mektuplaşarak yürütebilirdik bu işi.
Kuvözdeki bebeklerin benden daha güçlü olduğunu söylüyor.Diyaliz makinesine bağlı olup yaşam savaşı verseydim beni severmiş.Ellerimi kaybettiğim halde ayaklarımla gitar çalarak yaşama tutunsaydım bana taparmış.Keşke hiç bi kasını hareket ettiremediği halde göz kapağıyla kitap yazan adam gibi olsaymışım.
Ona diyorum ki “maalesef onlar gibi değilim ama onların olabileceğinden daha hissizim”

Sanırım varlıkla yokluğun arasında hiçbir fark kalmadığı durumlara kriz diyorlar.Bir şey hissetmemek.Bölgesel uyuşma.Tıp diliyle lokal anestezi.Hissizleşme ve yarı-bilinçlilik hadisesi

Benim alışveriş merkezim nerde?süper-lüks arabam nerde?tatlı ve güzel düz ekran TVim?bi dakka ya ben bunları sahiden istiyo muyum?

Diyorlar ki Televizyon izlemek Alzheimer hastalığına yol açabilirmiş.çünkü tamamen pasif bi aktivite ve uzun süreli izleme konumu bilincimizi felç ediyor.

Kısa,geçici ve düz hafızanızı kıskanıyorum

Var mısın yok musun?
Ne fark eder,her halükarda yokum ki zaten
REKLAMLAR

karanlıktakiler

toparlanın gidiyoruz sizi ruhsuz ölüler
hiç bir şey beklemeden karşılıksız sevenler
çekilmez hayatlar,imkansız aşklar ortak yanlarımız
ve insanı bırakmaya iten daha bir çok neden

sahibi olmadığım bir şeyi hayallerimde barındıramam
gerçekleri sislerin ardına saklamayı başaramam
korkum cesarete dönünce dökülür saçılır içimdekiler
duygularımın çoğu incinse de zarar görmez karanlıktakiler

sevgi bile ne kadar dayanabilir acıya
bir de elinde değersiz bir hayat kalınca
çok zor gelir alışmak,yaşamaya çalışmak
renksiz,solgun,ruhsuz bir ölümün karanlığında.

aşk elbet bir yerde tıkanır,kaybolur gider
ama bilinmez ki insan kaç kez ve ne kadar sever
bir kalbi ikna edecek gücü yoktur kimsenin
böyle anlarda köşelerine siner,ağlar karanlıktakiler..

şubat-2006

18 Kasım 2008 Salı

nekropsi

kimliğini dişlerinden tanımladık
gerisi paramparça,et ve kemik yığını
20li yaşlarda siyah saçlı
hayvanca yaşamış bir insan hayvanı
rüyasında sürüsü kaybolmuş
o da uçurumdan atlamış
ama bulamamış onları.
şimdi sürü yok,o burda.

,insan hayvanı,uzaktan sevmesi kolay
ama tanıyıp da seveni yok
her şeyi ve kendini çekilmez bulur
etrafında yıldızlar çakar ama
kendini ıssız bi adada sanmaktan zevk alır durur

tanınıp da sevilesi değilmiş ne yazık!
ne kendisi için yaşar ne bir başkası için
onunkisi böyle bir bencillik
hiçkimseyi haketmez,kendini çekilmez bulur

hayvanlar aleminden uzakta değiliz
kurbağanın kalbini çıkartıp takın,yaşar
beyinciği alınmış bir kuş yön duygusunu kaybeder
ama yaşar,
insan ise kalbiyle yaşayamaz
zorda kalıp ona kulak verirse
ne yönü kalır ne duygusu..
--------------------------------------------
bu yüzden en şanssız insanlar
kalbiyle konuşan alkoliklerdir